Yaşıyor olmak, haline bırakamıyor insanı. herşeyin yolunda gitmesi mümkün olmuyor; yolu belirleyemiyoruz. düzenlere açık olduğumuz kadar düzensizliklere açık olamıyoruz. herşey güzel olsun diyoruz ama güzellikler için nekadar çaba gösterdiğimizi değerlendiremiyoruz. ruhumuzu gereksiz şeylerle meşgul ediyoruz; bunun kalbimizi nekadar zor yollara soktuğunu farketmiyoruz. fark etmeden yaşıyoruz, farksızlıklar arasında nekadar fark olduğumuzu göremiyoruz. çok şüphe duyduğumuz şeyleri düşünüyoruz sadece haddinden fazla; onların arasında sıkıştırıyoruz eşsiz, özgür ruhumuzu. göremiyoruz insanlara kattığımız eşsiz değerleri ve bizimle güzelleşen dünyayı. açılmaktan korkuyoruz başka insanların diyarına, katamıyoruz iyiliklerimizi onlara. her çiçeğin olduğu bir bahçeyiz aslında fakat harmanımızı savuramıyoruz ılık rüzgarlarla: kapalıyız, öğretilmiş acizlikle kapatıyoruz kendimizi ve yok olup gidiyoruz. giderken bakakalıyoruz gidenin ardından; kendi hesaplaşmalarımızla keşke gitmeseydin diyerek, gökkuşağıymış meğer hayatımızda rengarenk... felaketlere kapalıyız; ama getirdiği ağrıları nasılda karşılıyoruz, böyle olmalıyız belki bunu karşılayarak hayatın öğrettiklerine katarak. mükafatları bekleyerek. olgunlaştırmaya çalışan hayatın bizi olgunlaştırmaya devam etme isteğini kucaklayarak alsak- bukadar çok bir hayat uğraşıyor bizimle diyerek. ama yine de değiştirmeyecek bunlar, arkadan bakakalıcaz başkalarının gidişine keşke gitmeseydin diyerek... yine birşey öğrenmiycez...biz öğrenelim olurmu...?
gelecek gidiyor...!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder