24 Nisan 2011 Pazar

Anlatmak için yaşamak

     "İnsanın yaşadığı değildir hayat, aslolan hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır". diye başlıyor Gabrıel Garcıa Marquez, hayatını en ince ayrıntısına kadar anlattığı Anlatmak İçin Yaşamak kitabında. Aslında anlattığı kendi hayat hikayesi ama sende gidiyosun kendi hikayelerine ve ben bundan ötürüde dahi diyorum bu yazarlara- herkesin yaşadığı bir hayat aslında ama böyle güzel kağıda dökebildikleri, seni böyle geçmişten geleceğe bir oraya bir buraya savurabildikleri, içindeki denizi böyle çalkalayabildikleri ve bende yazmak istiyorum diye gıpta ettirdikleri için-.
    "İnsanın yaşadığı değildir hayat, aslolan hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır". Bu nasıl bir cümledir böyle, ne kadar yerinde, ne kadar doğru. Ben de anlatmak isterim hep...hatta yaşadığım anı yaşamayı bırakıp bunu mutlaka anlatmalıyım  dercesine. Geriye kalsın ve anlamı olsun yaşadığının diye... Hatırlamak evet hep hatırlamak kalır geriye ve genelde hep mutlu, huzurlu anlardan ziyade huysuz, huzursuz, sıkıntılı anlar. Zaten insan sıkıntılarını anlatmaya bayılırda mutluluklarında oldukça cimri davranır.
    Ve çocukluk... çocukluk der geçeriz de...en bildiğimiz ifade aslında, bazende çok uzak,yabancı. En bildiğimiz ifade olması o tanıdık yoldan geçmiş olmamız, ama geçip gitmiş değiliz, sırtlamış götürürüz her yere. Bu nedenle biz geçtikte geçecek olanlarada iyi hatıralar bırakmaları için yol açmalıyız. Evet yol açmalıyız. Çünki bazen onlara iyi önderlik etsekte kimi zaman bir taş olup devirmekteyiz.
    Aslında bu cümlelere Marquez' in şu satırlarından geldim. Okuyalım bir çocuğun algısını, hayal dünyasını. Zira benim çok dikkatimi çekiyor.
     " Kendimi bildim bileli Mina'nın beni sabahları diş fırçalamaya zorlamasının işkencesini çektim. Ben böyle kıvranırken o dişlerini uyumadan önce çıkartıp temizlenmeleri için bir bardak suya bırakmak gibibir ayrıcalığın keyfini sürerdi. Bunun onun doğal dişleri olduğunu sanır, onları Guajira büyüleri sayesinde takıp çıkarabildiğine inanırdım. Bir keresinde gözlerinin, beyninin, dilinin ve kulaklarının tersini görebilmek için bana dişsiz ağzının içini göstermesini istedim, ama yalnızca damağını görebilince hayal kırıklığına uğradım. Kimse bana bu diş mucizesini açıklamadığı için uzunca bir süre beni de diş hekimine götürerek böyle takıp çıkabilen dişler yaptırmaları için huysuzluk ettim;ben sokakta oynarken, ninem dişlerimi fırçalayabilecekti böylece".
    Teşekkürler Marquez bana düşündürdüklerin ve kattıkların için....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder