En çok gözlerini severim Duru'nun. Hüznünü, mutluluğunu, hayal kırıklığını, sevincini, şaşkınlığını, anlamazlığını, hayranlığını, heyecanını, yalanını, aymazlığını, kaçamaklarını gözlerinde görürüm. Gözler ruhun aynasıdır derler ya ben de ruhunu gözleriyle elimde tutarım. Gözlerindeki ifade belirler çoğu zaman davranışımı. Yani beni Duru'nun ruhu şekillendirir. Saygı duyarım gözleriyle anlattıklarına, gözlerinde okuduklarıma...
Birde ellerini; tırnakları kıtır kıtır yenmiş ellerini, yumuk yumuk ellerini. Kalem tutuşunu oldum olası sevdim. Fırçaya aşinalığını destekledim. Mutfak aktivitelerine dahil olmak istemesini hep ellerini seyretmek için daha bir istedim. Anne galiba ben bu yemek işini hallettim diyişine bayıldım.
Yenmiş tırnaklarına sinir oldum. Ne yapabilirim neler yapabiliriz? dedim dedim durdum. Lakin bir şey yapamadım. o tırnaklar yenecek. Estetiğe önem veren duru, bakalım bunu nezaman yenecek?
Kararlılığından yıldım, inadından bezdim. Verdiğim sözü çoğunlukla ve çoğunlukla tuttum, tutamadığımdaysa açık kapısıyla izah ettim. Çünkü güvenmesi önemliydi. Annesine güvenmeliydi. Ondandır ki sözüme itimad eder. Umarım ki bu hep böyle gider.
Buralara nerden mi geldim.. Öğretmenin verdiği tanıma formundan.
Duru seni sevdim sevdim sevdim çok sevdim...
Gözümün ilk ağrısı.. seni düşündükçe içim sızlar...
24.09.2013